Liderlik - Kuramdan Uygulamaya
- Sencer Özgür
- 21 Şub 2016
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 Ara 2024
İnsan tarafından ortaya konan sosyal kavramlar, ortaya konulduktan sonra da yine insan tarafından şekillendirilen olgulardır. Sosyal kavramların başladığı ve bittiği noktayı, derinliğini ve genişliğini kısaca tüm boyutlarını belirleyen insandır. Kendi yarattığı bu sosyal olguları adlandıran, açıklayan, sınıflandıran, ilişkilendiren, değerlendiren ve geliştiren de yine insanın kendisidir. Kısaca sosyal kavramlar öznellik özelliği ile var olabilir.
Öte yandan ortaya konan sosyal kavramlar, öznellik boyutunu aşmak için, meşrulaştırılma ve kabul görülme kaygısı taşımaktadır. Bu amaçla da, hızla ve olabildiğince evrenselleştirilme çabası ile yoğrulur. Bu çaba belli görüş açılarına yani paradigmalara dayandırılırken, aynı zamanda da kavramsal olarak bir üst basamağa ya da yeni bir kavramsal budağa zemin de hazırlamaktadır. İşte tam da bu nedenle sosyal bilim ilerlerken kendi yolunu açma çabasını da beraberinde taşımaktadır.
Bu söylediklerim asla bilimin var olmayan bir şeyi ortaya koyabileceği şeklinde anlaşılmamalıdır. Soru işareti, sosyal bilimin ne kadar nesnel olabileceği ve/veya var olan şeyi ne kadar bütünsel ve değişmez şekilde ortaya koyabileceğindedir. Zamansal, mekansal yani durumsal kesitler, bir bütünün sadece bir anlık izdüşümlerini açıklayabilir. Daha da ötesinde, araştırmacının bu bütüne ne taraftan baktığı ve nasıl bir gözlük taktığı da ne gördüğünü değiştirecektir.
Liderlik kavramı da, sosyal bilimler tarihinde yerini alırken, düşünürlerin ve bilim insanlarının kendi bilgi ve deneyimlerinden yola çıkarak, farklı bakış açılarından ortaya konmuştur. Liderlik, insanlığın dinamik olguları içinde yer arayışında, O’nu tanımlayan ve inceleyen kişi ve grupların birikimlerini ve bu birikimlerin güçlü olduğu yanları yansıtarak şekillenmektedir. Düşünür ya da bilim insanı “liderlik”i açıklarken kendi gözlemlerini ve yaptığı araştırmaları, içinde bulunduğu dönem (teknoloji başta olmak üzere çevresel şartlar), kültür ve vizyon ile sentezlemektedir. Bu sentezi oluşturan başlıklar birbirlerini kuvvetle desteklemekte, böylece sinerjik bir etki oluşmaktadır. Sonuçta ortaya konan gerçeklik kabul görmektedir. Bilimin uygulamaya geçişi ile de, ortaya konulmuş bu gerçeklikten doğan, yeni olgulara yelken açılmaktadır.
Yukarıda bahsettiklerimin, bir kavramın somutlaştırılması için kaçınılmaz bir yolculuk olduğunu düşünüyorum. “Liderlik” kavramı için de aynı yolculuk geçerli görünmekte. Ancak, somutlaşma süreci, kavramın bir çerçeveye oturtulmasına, ancak daha da önemlisi sınırlanmasına neden olmaktadır. Evrensellik endişesi içindeki “liderlik”i açıklama ve yön verme amacındaki söylemler, uygulayıcılar için bu söylenlerin “her zaman geçerli” olduğu fikrini uyandırmaktadır. Yani aynı söylemin etkisindeki uygulayıcı grubu, her koşulda, her birinin benzer biçimde düşünmesi/davranması ihtiyacı hissetmektedir. Aktarılan kavram ile birlikte meşrulaşma endişesinde olan “lider”ler ya da “lider” adayları, kendilerine sunulanı kabul etme ve uygulama yolunda yüksek motivasyona sahiptirler. Özellikle bilimsel çalışmaların sınırlılıklarını bilmeyen ya da önemsemeyen uygulayıcı, sorgulamadan ve şevkle kendisine sunulanı içselleştirme çabasında olacaktır. Sonuçta, belli dönem, kültür ve vizyonda hazırlanılmış “liderlik” kalıpları, çok farklı özelliklerdeki durumlarda (kişi, grup, çevre koşulları, kültür, amaç…) uygulanmaya çalışılabilmektedir.
“Lider”ler ya da “lider” adayları bu şablonları uygulama sürecinde, kısa sürede ve çoğunlukla farkında bile olmadan kendi gerçek şartlarının etkisinde kalmaktadır. Süreç ilerlerken ellerindeki “liderlik” şablonu kırpılmakta, esnemekte kısaca anlam ve değerinden kaybetmektedir. Sadece alternatif bir bakış açısını öğrenmiş olmaları bile, “liderlik” yolunda onları zenginleştirecektir. Ama, sistem tarafından eşbiçimlilik kaygısı altında, yani herkesin her durumda aynı şekilde düşünmesi ve davranması beklentisiyle, şablona uyumlu kalma konusunda mecbur bırakılmaları endişe vericidir.
Aynı süreç içinde fark yaratan “lider”ler ise kendini ve çevresini tanıyan, Onlar’a sunulan şablonu kendi şartlarına göre uyarlayabilen ve hatta geliştirebilen kişiler olmaktadır. Yani “lider” için bilmek, sorgulamak, sentezlemek ve geliştirmek, sunulanı doğru uygulamaktan daha önemlidir. Düşünürlerin sözlerini, bilimsel çalışmaların çıktılarını, farklı deneyimleri ve hatta belki en önemlisi kendimizi bilmek, sorgulamak, sentezlemek ve geliştirmek “liderlik” yolunda temel bakış açımız olmalıdır. Bilmek için öğrenmek, sorgulamak için düşünmek, sentezlemek için uygulamak, geliştirmek için ise “liderlik” etmek gerekir.
Yorumlar